Güncel Haberler

İngiltere’de on binlerce kişi Filistin’i desteklemek için 7. kez sokaklara çıktı

Kentin sembol mekanlarından Hyde Park önünde toplanan vatandaşlar, çatışmalardaki insani duraklamanın kalıcı ateşkese dönüştürülmesi talebiyle parlamento binasına doğru yürüdü.

Çok sayıda sivil toplum kuruluşundan gelen çağrılar üzerine vatandaşlar, 14 Ekim’den itibaren her Cumartesi günü düzenlenen yedinci bölgesel ve ulusal gösteride, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurması, Filistinlilere uygulanan ayrımcı politikalara son vermesi ve Filistinliler için adalet sağlanması yönündeki arzularını yineledi.

Filistin’le dayanışma yürüyüşü İngiliz Parlamentosu önünde sona erdi.

Burada bir sahneden Filistinli destekçilere seslenen İngiltere’deki Filistin misyonunun başkanı Büyükelçi Husam Zomlot, Londra’da gösterilen dayanışmanın Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlilere “Yalnız değilsiniz” mesajını ilettiğini söyledi.

Zomlot, İsrail’in sadece Gazze’de değil Batı Şeria’da da saldırılar gerçekleştirdiğini, kaçak yerleşimcilerin de halkı terörize ettiğini söyledi.

İsrail’in Gazze’de milyonlarca insanı yerinden etmeye çalıştığını öne süren Zomlot, “İsrail onları enfeksiyonların, hastalıkların, kıtlığın ve susuzluğun kucağına itiyor.” dedi.

Gazze’nin güneyine gidenlerin de bombardımana maruz kaldığını belirten Zomlot, şöyle konuştu: “İsrail, nerede olursa olsun Filistinlilere topyekun savaş ilan etti. İsrail, uluslararası hukuka ve kurallara dayalı küresel düzene savaş ilan etti Dünya, savaşın olmadığını anladı. İkinci Dünya Savaşı kabusundan sonraki ilk seçenek.” “Bir karar verilmesi gerekiyor. Savaşları bitirmek için her yol denenmeli, savaş son seçenek olmalı.” dedi.

Savaşın kuralları olması gerektiğini ve savaşanlardan hesap sorulması gerektiğini vurgulayan Zomlot, şöyle konuştu: “İsrail sadece son 7 haftada değil, uyguladığı tüm işgal, baskı, sömürgecilik, etnik temizlik ve tutuklamalarla tüm kuralları ihlal etti. yapılmış.” Son 75 yılda başardık.” dedi.

Zomlot, “Hepimiz endişelenmeliyiz” diyerek, İsrail’in toplu katliamları normalleştirdiğini ve hastaneleri, okulları ve ibadethaneleri hedef aldığını ekledi.

Zomlot, “Dünya etnik temizliği normalleştirseydi bu sadece Filistin’de değil her yerde tekrar tekrar yaşanırdı. Bütün bunları durdurmalıyız. Hala insanlığı kurtarabiliriz.” dedi.

“İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇLARLA İŞBİRLİĞİ BAĞIŞLANMAYACAKTIR”

Partisinin ateşkes karşıtı tutumunu eleştiren ve İngiliz parlamentosunda ateşkes önergesine “evet” oyu veren İşçi Partisi Milletvekili Apsana Begüm de konuşmasında çatışmalardaki geçici insani duraklamanın önemli olduğunu söyledi.

Bu kesinti sayesinde pek çok insanın hayata tutunabildiğini söyleyen Begüm, “Ancak bu sadece geçici bir hayatın durmasıdır. En önemlisi Gazzelilerin kalıcı olarak hayata tutunabilmesidir.” dedi.

Gazze’de 6 bine yakın çocuğun öldürüldüğünü anlatan Begüm, yaralananların yüzde 75’inden fazlasının çocuk ve kadın olduğunun altını çizdi.

Begüm, enkaz altında binlerce kişinin bulunduğuna da dikkat çekerek, şunları söyledi: “Bu rakamlar bize Gazze’deki vahşetin boyutunu gösteriyor. Uluslararası toplum bu düzeyde sivil ölümlerine neden izin veriyor?” diye sordu.

İngiliz ve ABD dış politikalarının Filistinlilerin hayatına hiçbir önem vermediğini öne süren Begüm, Batı için ölen Filistinli çocukların sayısında bir sınır olmadığını söyledi.

Begüm, “Masum ölüler unutulmayacak. İnsanlığa karşı suçlarla iş birliği affedilmeyecek. Siyaset kurumunun ve ana akım medyanın yapmaya çalıştığı ve meşrulaştırmaya çalıştığı hiçbir şey haklı gösterilemez.” dedi. dedi.

Adalet ve insan haklarına dayalı bir düzenin tesis edilmesi gerektiğini belirten Begüm, kalıcı ateşkes sağlanana kadar protestoların devam edeceğini vurguladı.

“SAVAŞ SUÇLARININ İŞLENDİĞİ ÇATIŞMA BÖLGELERİNDE SİLAH SATMAMALIYIZ”

İşçi Partisi Milletvekili Bell Ribeiro-Addy ise konuşmasında, tüm dünyanın ateşkes çağrısı yaptığını belirterek, şunları söyledi: “Savaşlara 4 günlük bir ara verilmesi, tutuklu ve tutsakların serbest bırakılması önemli ama yeterli değil. Bombalamalara izin veremeyiz.” ve katliam devam etsin. Kalıcı barış istiyoruz.” dedi.

Ateşkese karşı çıkanlara seslenen Ribeiro-Addy, şunları söyledi: “Elektrik olmadığı için öldürülen çocukların, yoğun bakımdan yeni doğan bebeklerin alındığı fotoğrafları gördünüz mü? Tüm bunları izlemek ve hiçbir şey yapmamak nasıl bir şey? ?” soruyu sordu.

Batılı ülkelerin her türlü diplomatik yolu deneyerek ateşkesi sağlayabileceğini belirten Ribeiro-Addy, şunları kaydetti: “İngiltere, Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait uçakların Kıbrıs ile Tel Aviv arasında uçuşunu durdurmalı. Bu hükümet ülkemizi aktif bir savaşın parçası haline getirerek tehlikeye atıyor. Savaş suçlarının işlendiği çatışma bölgelerinde kavga etmemeli ve silah satmamalıyız.” ” dedi.

Ribeiro-Addy ayrıca, ABD’nin çatışmaları durdurma yetkisine sahip olduğunu ancak bunu yapmadığını belirterek şunları ekledi: “Uluslararası sahnede baskı uygulamaya, eyleme geçmeye ve lobi faaliyetlerine devam etmeliyiz. Çünkü bunu yapan halkın gücüydü.” çatışmalar durur.” değerlendirmesini yaptı.

Ülkede 14 Ekim’den bu yana düzenlenen yürüyüşlere “nefret yürüyüşü” tabirini kullanan eski İçişleri Bakanı Suella Braverman’a tepki duyulmuş ve Braverman, hükümet değişikliği kapsamında 13 Kasım’da görevinden alınmıştı.

Braverman ayrıca Filistin bayrağı sallamanın ve Filistin’i destekleyen sloganlar atmanın “duruma göre” teröre destek olarak değerlendirilebileceğini söyledi.

Ateşkes çağrısı yapan önergeler ülke genelinde Britanya Parlamentosu ile Galler ve İskoçya’nın bölgesel parlamentolarında da oylandı. Britanya Parlamentosu önergeyi reddederken, İskoçya ve Galler bölgesel parlamentoları kabul etti.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Antalya Haber
meritking casibom giriş